http://bit.ly/2D2km47

KTMMOB MİMARLAR ODASI BASIN BİLDİRİSİ

KTMMOB MİMARLAR ODASI

BASIN BİLDİRİSİ

 

 

Gazimağusa, İskele ve Yeni Boğaziçi’ ile ilgili emirname hazırlandığı bilgisi tarafımıza ulaşmıştır. Bizlerin yıllardır usanmadan ve yılmadan her hükümet döneminde tekrarladığımız görüşlerimizi ve duruşumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz.

Bilindiği üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde İmar faaliyetleri “55/89 Sayılı İmar Yasası” ve “Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası” ve bu yasalar altında yayınlanan tüzük, İmar Planları ve emirnameler ile yürütülmektedir.

“55/89 Sayılı İmar Yasası’nın verdiği yetki ile İlgili Bakan ve Planlama Makamı bu imar Yasası’nın 11(4), 11(5), 11(5)c, 11(5)ç, 32(1) maddelerini kullanarak Emirname hazırlar ve yayınlayarak uygulamaya koyarlar. Mevcut hali ile “55/89 İmar Yasası” çağdaş fırsat eşitliğini sağlayacak sistemlerden yoksundur.

Bugüne kadar KKTC’de yaşanılan tüm planlama süreçlerinde Yerel Yönetim, Meslek Odaları, akademik görüş, sivil toplum ve ilgili paydaş katılımı zorunluluk olmaktan öte, formalite icabı, sırf görüşler alınmıştır demek için “görüş alma” süreci ile gerçekleştirilmektedir. İmar adaletinden, halkın katkı ve denetiminden, eşitlikten, dolayısı ile evrensel normlardan uzak olan bu yasanın ivedilikle ve öncelikle değiştirilmesi gerekmektedir. Mevcut yasa çerçevesinde yapılan her Emirname ve Plan, çarpık sistemin parçası olarak sorunlar zincirine eklenen halkadan öteye gidememektedir. Mevcut yasa düzeltilmediği sürece, halkın gerçek yaşamsal sorunlarına cevap veremeden, kişi ve siyasi yönetimin ihtiyaçlarını karşılayan, geçici ve anti demokratik, ayrıca eşitlik ve adaletten uzak çözümler yaratması kaçınılmazdır.

Maalesef ülkemizde mekansal politikalar Devlet Erkinin tek taraflı yönetimi ile planlanır ve bu gücü “55/89 İmar Yasası” ile garanti altındadır. Toplumsal katılımdan uzak hazırlanan planlama stratejileri, siyasi ve ekonomik rant güdümünde şekillenirken, kentliler kent mekanı üzerinde söz sahibi olamamakta ve bilimsel veriler de bu süreçte etkin olarak kullanılamamaktadır. Planlama makamı en küçük bir paylaşımı dahi bir lütuf olarak sunmakta, ancak yasal gücünü de paylaşmaktan uzak durmaktadır.

Kaldı ki söz konusu Emirname ile ilgili Mimarlar Odası görüşüne başvurulmadığı gibi, süreç içerisinde yapmış olduğumuz sorgulamalarda, söz konusu bölge ile ilgili bir İmar Planı hazırlığı yapıldığı ve halen veri toplama aşamasında olunduğu, planlama aşamasına gelindiğinde bizlerin de görüşlerinin alınacağı bilgisini almıştık. Ancak gelinen aşamada kimlerin bilgisi dahilinde olduğu bilinmeyen ve tartışılan bir Emirname ile karşı karşıyayız.

Emirnameler her zaman bir sıkı yönetim kararı gibi kullanılmıştır. Gazimağusa Yeniboğaziçi İskele emirnamesi içinde savunma olarak, eğer emirname yayınlanmazsa burası da Girne gibi olur denmektedir. Hatırlatmak isteriz ki,  Girne bu hale emirnameler vasıtasıyla gelmiştir. Buna rağmen, gündemde olan anti demokratik emirnameler halen şikayet eden ve serzenişte bulunan çevreler tarafından hazırlanmış ve yayınlanmıştır.

 

“Sürdürülebilir gelişme” kavramından bahsedebilmek için Mimarlar Odası, planlama sürecine saygılı, ortaklığa dayalı çalışmayı ve sorumluluk paylaşımını içeren, planlama sürecinin her aşamasında, toplumun tüm kesimlerini (tüm paydaşları) dahil eden, katılımcı, müzakereye açık, şeffaf ve hesap verilebilir bir planlama yöntemini benimsemektedir.

Yeri gelmişken, Ülkesel Fizik Plan – bölüm IV Mekansal strateji Yerleşimler altında, Özellikleri Gerekli /Önerilen Arazi Kullanım- Faaliyetler, Uygulama: Madde 4 aynen şöyle demektedir:

“Büyüme Bölgesi Gazimağusa – İskele Bölgesi ve bölgedeki ana büyüme kenti Gazimağusa ve ekonomik faaliyetler, hizmetler ve nüfus bakımından büyümeden pay alma potansiyeli yüksek olan Geliştirilecek İlçe Merkezi İskele ve yakın çevresi için Belediyeler, Üniversiteler ve ilgili sektörel kurumlarla işbirliği ile İmar Planı(ları) hazırlanacaktır. Planın(ların) etkili olarak uygulanması için işbirliği, koordinasyonu sağlayan ve müzkereci süreçleri içeren, STK’lar tarafından desteklenen modeller geliştirilecektir.”

Ayrıca 5’nci maddenin (d) şıkkının sonunda da aynen şöyle denmektedir:

“Uygulama katılımcı bir yaklaşımla, Belediyeler, sektörler, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içerisinde gerçekleşecektir.”

Yukarıda belirtilen maddeler ve ayrıca birçok teşvik sisteminden bahseden Ülkesel Fizik planın emrettiği süreçlerden uzak gelişen emirnameler, planlar ve ortaya koyduğu kısıtlamalar, yasalara uyan vatandaşlar için bir mağduriyet, yasa tanımazlar için ise adeta fırsat oluşturmaktadır. Yasalara aykırı yapılan uygulamalar ise yasayı uygulamakla yükümlü dairelerce kılıfına uydurulup yasal hale getirilmektedir.

1989 yılında yasallaşan ve bugüne kadar yürürlükte olan yasa, ülkemizdeki tüm kesimler, sektörler, ekonomik örgütler ve iş çevreleri tarafından eleştirilmektedir. Yıllar içerisinde defalarca farklı hükümetler ve siyasiler tarafından söz verilmesine rağmen, nedense sorunun ana kaynağı olan “55/89 Sayılı İmar Yasası” hala bugüne kadar değiştirilmemiştir.

KTMMOB Mimarlar Odası, Girne Beyaz Bölge Emirnamesi hazırlanırken, bunun son olduğu ve bir daha Emirname yayınlanmayacağı sözünün ardından yine emirnameye başvurulmasını kesinlikle kabul etmemektedir. Bu yönde derhal “55/89” İmar Yasası’nın değiştirilerek, vatandaşlar arası fırsat eşitsizliği yaratan bu tür uygulamaların önüne geçmek maksadıyla, sivil toplum kuruluşları ve diğer özerk kuruluşların sürece katılımlarını sağlayarak, planlamalara yön verilmesi, beklenen verilerin güncellenmesi ile birlikte geniş tabanlı vizyon grupları oluşturularak EMİRNAMELER değil, derhal adil, çağdaş ve EVRENSEL NORMLARA UYGUN İMAR PLANLARI hazırlanmasını öngörüyor ve talep ediyoruz.

 

 

Saygılarımızla,

 

KTMMOB Mimarlar Odası,

Başkan ve Yönetim Kurulu