http://bit.ly/2D2km47

MİMARCA MEKAN ANLATIMI METİN YARIŞMASI 2020

MİMARCA MEKÂN ANLATIMI METİN YARIŞMASI’na ÇAĞRI

 

“Zamana yenik düşen ve yok olan birçok mimari yapıt hakkında bilgi alabilmek için başvurabileceğimiz en önemli yer, yazılı kaynaklardır” düşüncesiyle ortaya çıkan, mimarlık ve ilgili disiplinleriyle ilişkisini güçlendirmek amacını taşıyan “MİMARCA MEKÂN ANLATIMI METİN YARIŞMASI-2020” yarışmasına son başvuru tarihi 15 Ocak 2021’dir.

 

Yarışma ile ilgili ayrıntılı bilgiye ve şartnameye, mimarlarodasi.org adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Hem mekânsal hem ruhsal açıdan sıkıştığımız günlerde çok disiplinli mesleğimizin bir başka güzel yönüyle katılımların artacağı inancındayız. Bununla birlikte yarışmanın KTMMOB oda üyelerinin tümüne açık olduğunu hatırlatmak isteriz. En büyük dileğimiz ise Kıbrıs’ı, Kıbrıslı mekânları anlatanların ve onları yaşatmak isteyenlerin sayılarının daha da artması.

 

2021 yılının başında “sanat ve kültür” için yapılan her girişimin bizlere iyi geleceğini düşünerek çağrımızı bir kez daha yineliyor; yarışmamıza Kıbrıs’tan katılan ve ödül alan eserlerden seçilmiş pasajları “umut aşısı” niyetine sizlerle paylaşıyoruz:

 

“Geçmekten en çok keyif aldıım kapıdayım yine... Arkasında çocukluğum olan kapı... Çocukluğumla birlikte anılarım, umutlarım, hayallerim olan... Sembolik de olsa bir kapıdan geçiliyorsa sınırları olmalı bu mekânın. Hatta sınırlar içinde sınırları olan bir mekândır belki de! Bol kapılı bol sınırlı bir mekânın kapıları birleştirici, sınırları ayırıcıdır muhtemelen. Ancak burada öyle olmuyor işte...”

HÂLÂ AİDİYET HİSSEDİYOR MUYUM? “EVET!”

Nezire Özgece (Mimar, Öğretim Görevlisi)

2019-İkincilik Ödülü

 

 

Bir kütle olarak dünya üzerinde yer kapladıımdan beri farklı isimlerle adlandırıldım ben. Bundan dolayı kendimi size en bilindik adımla takdim etmeye karar verdim. Bendeniz ‘Büyük Han’. Karşınızda bu şekilde sapasağlam durduğuma aldanmanızı istemem, inanır mısınız bilmem fakat beş yüz yaşıma ramak kaldı. İte bu yüzden gövdemdeki her bir sarı taşın zerresinden çok daha fazla anı var içimde, çok fazla bellek... Son yıllarda misafirim olan insanların gövdeme dokunduklarında hissettikleri, benim farklı evrelere ayrılmı mazim. İşte bu yüzden, aslında insanların belleğine yerleşmiş olan anneanne evinin naftalin kokusuyum ben. Beni duyumsamak eski resimleri saklandıkları kutularından çıkartıp, zamanda yolculuğa çıkmak, köklerinin derinliğinde kaybolmak gibi...

DÖNÜM NOKTALARI VE ADAPTASYON: 1572-2019

Şimal Kesepara (Mimar, Araştırma Görevlisi)

2018-İkincilik Ödülü

 

 

 

Sıradan bir gece. Ortalık tenha. Bakkalın elektrikli tabelasının cızırtısı Hasan’ın oturduğu yere kadar geliyor. Çiçekçisi, simitçisi, ayakkabı boyacısı, kapıcısı hepsi teker teker gitti ve sokak ona kaldı. İşte şimdi Hasan kendini evinde hissediyor. Evet, gündüzlerin kalabalıından nefret ediyor ama gecelerini seviyor bu sokağın, sokak sadece ona kaldıı için. Ne dört duvara, ne de çatıya ihtiyacı var ev diyebilmek için buraya. Bu yüzden kendini herkesten daha dürüst ve daha güçlü hissediyor. Birasından bir yudum daha alıyor. Sokaktaki boşluk, elle tutulabilecek kadar yoğun bir hava tabakasıyla hissedilir hale geliyor sanki. İrkiliyor. Her gün, her gece şehrin sessiz tanıı rolünü oynamak, konuşmadan günler geçirmek ara sıra onu dibe sürüklüyor. Evi dediği sokağın kendisine bile böylesine yabancı gelen görüntüsünü süzerken içinde kabaran sinirle hızlı hızlı solumaya başlıyor. Evini bu hale getirenleri boğazlamak istiyor. Böyle giderse yakında buralarda barınamayacağını anlıyor. Çaresizlik kaplıyor içini. Tüm gündür hiç konuşmamaktan çatallaş sesiyle sokağı azarlarcasına söyleniyor: “Uyu İ̇stanbul uyu... Uyu da daha da büyü...”

UYU İSTANBUL

Gizem Caner (Kentsel Tasarımcı, Dr. Öğretim Üyesi)

2018-Mansiyon Ödülü