ktmmo-mo ktmmobktmmob
    http://bit.ly/2D2km47

    IV. MİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ. | 01.11.2015

     

    MİMARLIK ve EĞİTİM NEREYE ?

     “Nereye?” sorusu içinde bulunduğumuz anın dışına çıkabilme yetisini geri kazanmak için önemlidir. Geri kazanmak diyoruz çünkü uzun süredir mimarlık pratiği ve eğitimi ona sunulan anın gereklerini sorgulamadan ilerleyen bir makineye dönüştürülmektedir; öncesi ve sonrası olmayan bir şimdi içinde hapsolmuş bir makine. “Nereye?” bu makineyi bir an için de olsa durdurup bu ilerlemeyi sorgulayan bir karşı hamle gibidir. Aktif ve kolektif bir hafızanın oluşumu için mimarlığın nereden gelip nasıl bir oluş içinde olduğunu sorgulaması gereklidir. Bir anın, kendini farklı olasılıklara açabilmesi için aktif bir hafıza ile donatılmış olması gerekir. Sürekli olarak kendini yeniden üreten alternatifsiz bir dünyada bireyler kendi eylemlerinin izleyicisi konumundadırlar. İklim sorunu, çevre sorunları, doğa katliamları, savaşlar gibi pek insanca eylemler sanki bir ‘başka’sı yapar gibi dışarıdan izlenmektedir. Deja vu’nun sürekli kılındığı, geleceğin şimdiki zaman içine hapsolmuş alternatifsiz ve kapalı bir gelecek olduğu hissi ile yaşıyoruz (Virno 2015). Zaman ve mekan üzerinde etkisini ve tepkisini görmekten ve göstermekten yoksun kişiler için deja vu, ‘yaşama dair kayıtsızlık’ olarak kendini gösteriyor. Öyle ise kayıtsızlık ve duyarsızlık mimarlık disiplini içindeki izole bir olay değildir. Kayıtsızlık toplumsal belleğin kendini ifade etme ve eyleme geçme kapasitesini yitirdiğinin göstergesidir.

    ‘Mimarlık ve Eğitim Nereye?’ sorusu sadece mimarlığın içkin sorgulamalarını değil daha geniş bir ilişkiler bütününün sorgulamalarını da içerebilmelidir. Kayıtsızlık sorunu daha geniş ölçekte incelenmeden mimarlığın kendi sorgulamasını yapması mümkün olmayacaktır. Sokakların, meydanların, ve kentlerin giderek yaşamdan koptuğu bir dönemde bütün sorunları tasarımcı özne olarak mimarın omzuna yüklemek gerçekçi değildir. Dördüncüsü düzenlenecek olan Mimarlık ve Eğitim Kurultayı, mimarlığın hafızası, politikası, etiği ve öznesinin disipliner yalnızlığının ötesinde daha geniş toplumsal sorgulamaların bir parçası olabilmesi için bir fırsattır.